Çiniler, Osmanlı baş şehirlerini, sanki bir başka alemin renkleri içinde dolaştırır. Örneğin Muradiye Cami'i ve Türbeleri'nde çinilerin mimari bezeme olarak kullanımını, pencere alınlıkları, panolarla karolar ve nihayet makro planda alınmış bir geçme motifi bütünden parça'ya kadar gerçekleştirilmiş doğal bir dizin oluşturur.Aslında evvelâ adıyla ünlü "Çinili Köşke, arkasından Süleymaniye Cami'inin çinileri, sonra hemen bahçesindeki Kanuni Sultan Süleyman ve Hurrem Sultan'ın türbeleri yine çinileriyle, devamında dünyaca ünlü çinileriyle Rüstem Paşa Cami'i , arkasından yine çinileriyle Piyâle Paşa, Atik Valide, Ramazan Efendi, Kadırga Sokullu, Topkapı Sarayında Sünnet odası, Hırka-i Saadet ve Harem'in çinileri, yine ayrı bir sergileme katogorisi oluşturan Bursa, Edirne ve Kütahyayı çinilerimizde yüzyıllar boyu resmedilmiş çiçek motifleri bir "Çini Bahçesi " olarak gezmeden Osmanlı çiniciliğinin güzellikleri ve kültürel macerası anlaşılamaz.
18 Temmuz 2013 Perşembe
ÇİNİCİLİK VE OSMANLIDAKİ ÖNEMİ
Çiniler, Osmanlı baş şehirlerini, sanki bir başka alemin renkleri içinde dolaştırır. Örneğin Muradiye Cami'i ve Türbeleri'nde çinilerin mimari bezeme olarak kullanımını, pencere alınlıkları, panolarla karolar ve nihayet makro planda alınmış bir geçme motifi bütünden parça'ya kadar gerçekleştirilmiş doğal bir dizin oluşturur.Aslında evvelâ adıyla ünlü "Çinili Köşke, arkasından Süleymaniye Cami'inin çinileri, sonra hemen bahçesindeki Kanuni Sultan Süleyman ve Hurrem Sultan'ın türbeleri yine çinileriyle, devamında dünyaca ünlü çinileriyle Rüstem Paşa Cami'i , arkasından yine çinileriyle Piyâle Paşa, Atik Valide, Ramazan Efendi, Kadırga Sokullu, Topkapı Sarayında Sünnet odası, Hırka-i Saadet ve Harem'in çinileri, yine ayrı bir sergileme katogorisi oluşturan Bursa, Edirne ve Kütahyayı çinilerimizde yüzyıllar boyu resmedilmiş çiçek motifleri bir "Çini Bahçesi " olarak gezmeden Osmanlı çiniciliğinin güzellikleri ve kültürel macerası anlaşılamaz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder