12 Temmuz 2013 Cuma

CİNSEL İLİŞKİNİN EVLİLİKTE ETKENLERİ NELERDİR ?

Evlilikte cinsel ilişki, bütün ülkelerde kabul edilen kendilerine özgü yasalarla sınırsızlaştırılmıştır. Toplumun çekirdeği olarak kabul edilen ailede eşler doğanın kendilerine tanıdığı bütün olanaklarını kullanarak bedenlerinin ve kalplerinin birleşmesinde her türlü fanteziyi uygularlar. Düne kadar cinsellikte doyumun, mutluluğun yalnız erkeğe ait olduğu, kadının ancak erkeğin kendisine verdiği kadarıyla yetinmek zorunda kaldığı unutulmamalıdır. Ancak çağımızda kadın, kendine özgü kişiliğiyle kocasının yanında, hareketli, canlı bir sex arkadaşı olabilmiştir.Evlilikte erkeğin, karısıyla cinsel ilişkide bulunurken, toplam gücünün yalnız % 85'ini harcadığını, geri kalanını da mastürbasyon, evlilik dışı ilişkiler gibi cinsel olaylarda kullandığı gözlenmiştir. Seksolog Kinsey'e göre belirli bir sosyal düzeyin altındaki erkekler, evliliğin ilk yıllarında eşleriyle paylaştıkları cinsellikte, güçlerinin % 80'ini, daha sonra, özellikle elli yaşı aşınca % 90'ını kullanmaktadırlar. Daha üst düzeydeki erkekler ise, evliliklerinin ilk yıllarında güçlerinin %85'ini kulanırken, elli-ellibeş yaşına geldiklerinde bu oran % 65'e düşmektedir.
Cinsel İlişkide "frekans".... Evlilikte cinsel ilişkinin sıklığı, eşlerin yaşlarına göre değişir: Genç çiftlerde haftada yaklaşık üç kez, otua yaşını aşmış çiftlerde haftada iki kez, kırk yaşını aşmış çiftlerde bir kezden biraz fazla, elli yaşına yaklaşan çiftlerde oniki günde bir kez ilişkide bulunmaktadırlar. Kadın, zamanla cinsel açıdan rahatlığa ulaştıkça, bu kez de birbirinden ayırt etmekte güçlük çektiği sosyal, fiziksel, ruhsal sorunlarla karşılaşmaktadır. Gerçekten kadının genç yaşından beri kafasına sokulan yasaklar, onunyaradılıştan sahip olduğu bazı şeyleri yitirmesine yol açmaktadır. Deneyleri, önceden kafasına yerleşen "gerektiği gibi kadın" kişiliğine uymayan bir "arzu edilir kadın" olmayı ona öğretmektedir.Bütün bu sorunlar, yanıtlaması giderek zorlaşan sorular ortaya çıkarmaktadır. Çünkü cinsel açıdan rahat kadınlar üzerinde yeterince araştırma yapılmamıştır. Bu yüzden cinsellikle ilgili, ancak bazı noktalar açığa çıkabilmiştir. Erkek uyarmalar la başlayan, boşalma ve doyuma ulaşmayla son bulan bir ereksiyon (penisin sertleşmesi) dönemi yaşar. Kadın ilişkide çoğunlukla edilgin (pasif) kalan, yalnız hafif bir uyarmayla cinsel ilişkiye başlayıp, orgazma ulaşamadan bitirdiği bir dönem yaşar.
Frijidite (Cinsel Soğukluk)... Halk arasında füjid (cinsel açıdan soğuk kadın) deyimi farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Halk bu sözü genellikle orgazma ulaşamayan kadın için kullanır. Soğukluk, nedeni çocuklukta ya da ergenlik çağında aranması gereken ruhsal sorunlarda, hormonal bozukluklarda, eksikliklerde, cinselliğe karşı çok olumsuz koşullandırılmış kafalarda aranması gereken özel bir durumdur. Ayrıca cinsellikle ilgili kötü bir olayla karşılaşmış ya da kocası tarafından hiç bir zaman tatmin edilememiş kadınlarda da görülebilir.Cinsel soğukluk konusunda daha yüzlerce neden sayılabilir.
Orgazm.....Cinsel ilişkiden sonra orgazm, yani doyuma ulaşma, özellikle kadınlarda sık sık erişilemeyen bir andır. Evli kadınların bir bölümünün orgazma hiç ulaşamadıkları, bir bölümünün evliliklerinin ancak ilk yılında orgazma ulaşabildikleri, bir diğer bölümünün ise, ancak yirmi yıllık bir evlilik yaşamından sonra orgazma ulaşabildikleri ortay çıkmıştır. Cinsellikte erkek ve kadının davranışlarındaki farkı açıkça ortaya koymaktadır. Erkek, cinsellik gücünün azaldığını sanarak hareketlerini kısıtlamaktadır. Kadın, bunun tam tersini düşünerek cinselliğinin onun genç ve tatmin edici kalmasına yardım ettiğini düşünür. Orgazma ulaşamamanın nedenini, dinsel inançlarda, yaşta, sosyal düzeyde ve önceki cinsellik deneyimlerinde aramıştır. Orgazma ulaşamayan kadınların çoğunluğunun kadınların çoğunluğunun işçi ya da köylü oldukları gözlenmiştir. Diğer sınıflara ait kadınların nispeten daha tatmin edici bir cinsel yaşamları olduğu görülmüştür. Daha önce erotik anlar yaşamış kadınlarda da, doyuma ulaşamama hali görülmektedir. Oysa erkekler, ergenlik çağında çeşitli cinsel deneyimler yaşamaktadırlar. Çocukluk çağlarında bile mastürbasyonla haftada üç kez orgazma ulaşabilmektedirler. Kızlar ise, hemen hiç bir deneyimde bulunmazlar. Evlenmeden önce cinsel ilişkide bulunup orgazma ulaşan kızlar, evlendiklerinde eşleriyle kurdukları cinsel ilişkiden büyük zevk almaktadırlar.
Daha önce "petting" yöntemiyle orgazma ulaşan kadınlar, gerçek cinselliğe uyum sağlamakta pek güçlük çekmemektedirler. Ancak evlilik öncesinde orgazmı mastürbasyonla tanıyan kadınlar, gerçek cinselliğe uyum sağlamakta büyük zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Evlilik öncesinde hiç bir cinsellik deneyimi olmayanlar, orgazma çok zor, hatta hiç ulaşamazlar.Yıllar geçtikçe, özellikle Batı toplumlarında, kadın cinsellik konusundaki katı ahlak kurallarından giderek sıyrılmakta, en azından mutlu bir evlilik yaşamak için evlilik öncesi cinsel deneyimlerde bulunmaktadır.
Çekicilik... Kadınlar, çoğunlukla kocalarının kendilerini nişanlılık dönemlerindekinden daha az arzuladıklarını söylerler. Ancak nişanlılık döneminde yapılan gizli aşk oyunları, evlendikten sonra meşruluk kazandığı ve sonunda tam bir ilişkiyle biteceği bilindiğinden erkeğe artık çekici gelmeyebilir. Çıplaklık ya da erkeğin zayıf yönlerine seslenerek onu zevklendirmek her zaman mümkündür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder