13 Temmuz 2013 Cumartesi

CİNSELLİKTE BATIL İNANÇLAR VARMIDIR

Genellikle "kadının aptalı yatakta iyidir" diye duyarız... Buna karşın erkekler arasında da aydın ve akıllı kadınların cinsellik açısından soğuk ve sıkıcı oldukları yaygındır. Bu konuda erkeklerin yanıldıklarını iç rahatlığıyla söyleyebiliriz. Sevişmenin bir görev haline geldiği hallerde, belki erkeklere hak verilebilir. Cinselliğin ne olduğunu ve kendisine neler verebileceğini pek bilmeyen "aptal" kadın, erkeğin bu gereksinimini "beş dakikada" karşılamasına göz yumacaktır. oysa "akıllı" kadın, bilgisi ve duyarlılığıyla sevişmeyi bir görev olmaktan çıkartıp, hem kendisi, hem de erkeği için doyumsuz bir zevk haline getirebilir. Yapılan bir araştırma, belli bir eğitim düzeyinin altındaki kadınların: Seks hakkında geniş bilgi sahibi olmadıklarını; korunma yöntemleri ve gereçleri hakkında pek bir şey bilmedikleri ve cinsel organlarından sürekli rahatsız olduklarını; Gebe kalmak korkusuyla ilişkiden kaçındıklarını ortaya çıkarmıştır. Oysa belli bir eğitim görmüş olan "akıllı" kadın, seks hakkında okuyarak daha derin bilgi edinmiştir. Erkeğinin ruhsal durumuyla daha yakından ilgilidir. Korunma yöntemlerini bildiğinden, cinsiyet onun için bir eziyet olmaktan çıkıp, gerçek bir zevk haline gelmiştir.
CİNSELLİK VE GÜZELLİK: Yine yaygın bir kanı da, kadının güzelliğiyle cinsel verimliliğinin uyuşmadığı hakkındadır. Erkekler, güzel kadınların soğuk olduklarına inanırlar. Yapılan araştırmalarda, erkeklerin seks için çok güzel kadınları tercih etmedikleri ortaya çıkmıştır. Erkeklerin "neden" sorusuna verdikleri yanıtlar ise, ilginç bir sonucu göstermiştir: Erkek, güzel olarak kabul ettiği kadını, aynı zamanda dokunulmaz, temiz ve saygın göstermekte, onunla bir cinsel ilişkiye girmesi halinde bu temizliği ve saflığı kirleteceğini düşünmektedir. "güzeli, temizi kirletme" düşüncesi, oldukça yaygındır. Erkek, nişanlısını ya da sevgilisi olan bir kızla (özellikle tutucu çevrelerde) cinsel ilişkiye girmek istemez. Onun dışındaki kadınlarla her şeyi yapabilir. Ama sevdiğine evlenmeden "el sürme'ye " yanaşmaz.
CİNSELLİK VE BURUN :  Kadınların erkekler hakkındaki inançlarına göre, erkeğin burnu, erkeklik organının bir işaretidir. Erkeğin burnu ne kadar büyük ve uzunsa, penisi de o denli uzun ve güçlüdür ! Oysa burnun, penisle herhangi bir ilişkisi olduğu şimdiye kadar kanıtlanamamıştır. Ama burun ince uzun ve keskin hatlı erkeklerin soylu ve saygın oldukları, görülmüştür.
CİNSELLİK VE IRK: Kadınlar kara derili erkeklerin seks açısından daha güçlü olduklarını, penislerinin beyaz ırka göre daha uzun olduğunu kabul etmişlerdir. Oysa bunun da pek aslı yoktur. Zencilerin ırklarına özgü fiziksel güçlerinin seks yaşamlarına da aynen yansıdığı kanıtlanmış bir gerçek değildir. Ama kaslı, güçlü bir siyahi kadında böyle bir duygu uyandırabilir. Ancak penisi büyük ve güçlü beyaz erkekler olduğu gibi, küçük ve güçsüz zencilerde vardır.
CİNSELLİK VE AĞIZ : Yaygın bir inanç da, kadının ağzıyla vajinası arasındaki benzerlik üzerinedir: Kalın dudaklı ve küçük ağızlı kadınların vajinalarının da etli ve dar olduğu söylenir. İnce dudaklı ve büyük ağızlı kadınlarınki ise, zayıf ve geniş olurmuş...Elbette bu  da bir yanlış inançtır. Çünkü her vajina, ereksiyon anında açılıp kapanan bir kas halini alır ve her büyüklükteki penisi içine alabildiği gibi, aynı zevki verir.
MASTÜRBASYON:Bir yanlış inanç konusu da mastürbasyon. Özellikle gençleri mastürbasyondan vaz geçirmek ya da uzak tutmak için. "Sakın ha, sonra kör olursun", "çocuğun olmaz", "Vücudun büyümez, yalnız penisin durmadan uzar" gibi uyarılar hala yapılmaktadır. Toplumumuzda ise özellikle yasak, günah, ayıp kavramları kullanılmaktadır. Oysa artık kesinlikle kanıtlanmıştır ki, mastürbasyon (kendi kendini tatmin etme) sağlık açısından hiçbir tehlike oluşturmadığı gibi, bir çok açıdan da yararlıdır. Hatta bazı durumlarda yapılması önerilmektedir.Mastürbasyon sayesinde, cinsellik hormonlarının ve işlevinin sürmesi sağlanabilmekte, deprasyonlar önlenebilmekte, sadece doyum için yapılan kaçamaklardan vazgeçilmek'tir. Bütün batıl inançlar gibi, cinsellikle ilgili batıl inançlar da, özellikle eğitim düzeyi düşük kesimlerde yaygınlığını ve geçerliliğini korurken, aydın kesimlerde unutulmaya, üzerinde durulmamaya başlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder