13 Temmuz 2013 Cumartesi

ROMATİZMA NEDİR, TEDAVİSİ NELERDİR


Yz sıcaklarında kendisini iyice hissettiren şu günlerde, hekimler romatizmalılara denizden, ve güneş ışınlarından bol bol yararlanmalarını öneriyorlar. " Kışa ağrısız, sızısız girmek istiyorsanız, güneşten bol bol yararlanın" diyorlar. Bu sözler kadınlar için daha da geçerli: Aşırı kilo alan, hormonal değişikliklerin daha çok etkisinde kalan, erkeklere oranla daha az açık havaya çıkan kadınlar, elbette onlardan daha çok romatizmaya yakalanıyorlar. Ama kadın-erkek, genç-yaşlı ayırımı yapmadan, 20 yaşını geçen herkesi tehdit eden romatizmayı tedavi amacıyla, hareket kadar, güneş, deniz ve aşırı kiloları atmak da öneriliyor. Şişmanlık özellikle kadınlarda, eklemlerin yeterli biçimde beslenmesini engelliyor. Bu yüzden de romatizma, daha çok ağır yük taşıyan eklemlerde, yani diz, kalça ve omuzlarda yerleşiyor. Kireçlenme dediğimiz hastalığın nedenlerinin başında da "yetersiz ve dengesiz beslenme" var. Şişmanlık kadar,bu da romatizmanın sebeplerinden biri. Eklem dokularının sağlıklı beslenmemesi dokunun eskiyip yıpranmasına, dolayısıyla kireçlenme adı verilen ağrılı romatizmaya yol açıyor. "Ağrılı romatizma, büyümenin durmasıyla başlar. 20 yaşını aşan herkes, romatizmaya açıktır. Dış ortam ve toplumun huzursuzlukları, hastalığı daha da yaygınlaştırmaktadır. Sinir bozan etkiler, duyarlı bünyelerde romatizma yaptığı gibi, olan romatizmayı da şiddetlendirir. Doğuştan olan kalça çıkıkları, çocuk felci, ayak kısalığı, trafik ve diğer kazalar, eklemlerin çalışma koşullarını bozduklarından, hep birer romatizma sebebidir. "Özellikle hormonal değişiklikler, kadınları daha çok etkiler. Menepoz döneminden sonra şişmanlayan kadınlarda, A ve D vitaminleri eksikliği, hareketsizlik, güneşte ve açık havada az kalmanın da eklenmesiyle birlikte, romatizma daha çok görülüyor." "kadın-erkek herkes, aşırılığa kaçmadan, hangi yaşta olursa olsun hareketli olmak zorundadır. Bol güneşten, denizden, açık ve temiz havadan yararlanmalıdır. Hele kadınlarımız..yiyecekleri kadar, giyeceklerine de özen göstermelidir. Örneğin sentetik giysiler, terin vücuttan atılmasını engellediklerinden, romatizma açısından çok sakıncalıdır.Vücut, normal solunumu yapabilmelidir. Yazın saf pamukludan, kışın da saf yünden giysiler, romatizmaya karşı en iyi korunmadır. Çünkü teri alır, vücudu korurlar" Bakır bileziklerin yararlılığının bilimsel olarak kanıtlandığını, havadaki elektrikle vücuttaki elektrik arasında bir tür paratoner görevi yaptığını, deşarj sağladığını savunuyor. Ayrıca bileziklerin olumlu psikolojik etkisi olduğunu belirtiyor." "Şişmanlık, önemli bir neden olduğuna göre, aşırı kilolar atılmalıdır. Güneş, açık hava ve denizden bol bol yararlanılmalıdır. Kaplıcalar da hastalığa karşı iyidir. Romatizmaya karşı kuma gömülüp banyo yapmanın hiçbir yararı yoktur. Kumun soğuk ve nemli olması, şikayetleri azaltacağı yerde arttırır. Evde banyo küvetini sıcak suyla doldurup içine girmek deha çok yarar sağlar. Güneş ve deniz banyolarında önemli olan, enfraruj ve ültraviyole ışınlarından yararlanmaktır. Yüzmek de çok iyi bir hareket fırsatıdır."  Romatizma, eklemlerde tutulma kıkırtılar yapar.  Eklem yüzündeki zarın incelip, kıkırdakla karşılıklı sürtünmesi sonucu, kıkırtı olur. " Kan dolaşımı daha da azaldığı, kan, dokuyu yeterince besleyemediği için, romatizma ağrıları genellikle sabaha karşı başlar. Bu nedenle sabah kalkınca yapılacak hareketler, ağrıların azalmasına yardım eder, hareketli olmanın yanı sıra, bazı ağrı kesiciler de alabilir. Kalsiyum ve D vitamini'de, ihmal edilmemelidir."
Kaplıcaların hepsi yararlıdır. Ancak kükürtlü ve sülfatlı olanlar,yeğlenir. Ağrılar çok şiddetli değilse, sodyum klorürlü kaplıcalardan da yararlanılabilir. Banyoları tam uygulamak gerekir. Tedavi, üç hafta sürmelidir. Çünkü 10-15 günden önce, vücutta bir değişiklik olmaz. Günde iki kez banyo alınabilir. Banyo, aç karnına, çok hafif bir kahvaltıdan sonra yapılmalıdır. Su içinde 20-30 dakika kalıp, hareket edilmelidir. Radyoaktif  kaplıcalarda, buharı koklamak bile yarar sağlayabilir. İsteyenler, banyo sırasında ter de atabilirler. Ancak çıkarken, ılık bir duş alınarak ter kurulanmalıdır. Tüberkülozlu ve kanserli hastalar ise, banyo yapamazlar. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder