18 Temmuz 2013 Perşembe

METABOLİZMA NEDİR

Metabolizma, hücrenin yaşamsal görevlerini gerçekleştirmesini sağlayan fiziksel ve kimyasal süreçlerin bütününe verilen addır. Yani metabolizma beslenmemizle başlar, sindirim, solunum, dolaşım ve boşaltım organ ve aygıtlarının katkısıyla sürer.Anabolizma denen evrede vücutta bir dizi bileşme (sentez) tepkimesi (reaksiyonu yer alır. Bunların sonucunda canlı protoplazmaya karşılayabilecek nitelikte yeni maddeler üretilir.
Anabolizma'da oluşan maddeler bir süre sonra hücrelerde değişime uğrar, ayrışır ve atılması gereken maddelere dönüşür. Bu sürece katabolizma denir. Metabolizmanın bu iki evresine özümleme veyadımlama da denir. Anabolizma'da (özümleme) besinlerin sindirilmesiyle yeni proteinler oluşur. Diğer deyimle hayvan eti insan etine dönüşür. Proteinler ince barsağa geldiği zaman yalınç (basit) amino asitlere ayrılmış durumdadır. Bu proteinler bağırsak kılcal damarlarına geçer. Kılcal damarlar birleşerek bağırsak toplardamarını onlar da karaciğere giden kapı toplardamarını oluşturur. Karaciğerde amino asitlerin işe yarıyanları seçilir depolanır, dağıtılır. Kalanlar değişime uğrayarak böbrekten dışarı atılır. Hücrelere taşınan amoni asitler yeniden sıralanır, ayrılır. Bu amino asitler 20 türdür. Vücut proteinlerini oluşturmak için gerekli sayı ve sırada protein sentezlenir. Hücreler yediğimiz besinlerden yeni proteinler sentezlemeyi  şu şekilde başarır. Hücre çekirdeğindeki kromozomlarda bulunan dezoksiri bonüleik asit (DNA)'in proteinleri seçme ve sıralama işini gerçekleştirdiği günümüzde kabul ediliyor. DNA molekülleri hazırladıkları şifrelerle hücre faaliyetini düzenler ve yönetir. Ancak sentezleme eylemi (plazma içi ağı) endoplazmik retikulum'un ribonukleik asit (RNA) ten oluşan bölgelerinde yer alır. Çekirdekteki RNA DNA'nın hazırladığı şifreleri protoplazmadaki RNA'ya iletir, protoplazmadaki RNA'lar protein sentezini gerçekleştirir. Katabolizma (yadımlama) sindirilen besinlerden oluşmuş protein yağ ve karbonhidratların değişime uğrayarak artıklar haline dönüşmesidir. Karbonhidratlar bağırsaklarda basit şekerlere dönüşür. Bunlar bağırsak çeperlerinden kılcal damarlara, sonra kapı toplardamarıyla karaciğere geçer. Karaciğer, glikozu glikojene dönüştürerek bir kısmını depolar, kalanını hücrelere dağıtır. Hücrelerde glikojen yanar, enerji üretir. Hücre içi yanma bir tür fırın olan mitokondriumlarda (ipliksi tanecikler) kanda gelen oksijenle glikojenin birleşmesiyle gerçekleşir. Glikojen çok yavaş yanar, azar azar ısı bırakır. Glikozun oksitlenmesinden oluşan karbon dioksit (CO 2) akciğerlerden havayla, su ise böbrekten sidik, deridende terle dışarı atılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder