7 Temmuz 2013 Pazar

TİTANİK'İN BATMA NEDENİ MUMYA'MI ??

Kraliçe Viktorya zamanında dört zengin İngiliz dünyayı dolaşmaya çıkmışlardı. Mısır'da kaldıkları sırada piramit ve sfenkslerle ilgilendiler. Luxor'da dolaşırlarken Amen-Ra'nın yıkılmış tapınağını da gördüler. Genç adamlar, ilgiyle kalıntıları incelerken yanlarına yaklaşan bir arap, oradan üstü süslü bir tabut çıkardığını ve içinde mumya bulunan bu tabutu uygun fiyata satabileceğini söyledi. Dört adam da ilgilendikleri için sonunda aralarında kura çektiler. Kazanan Sir Berley oldu. Arap'a istediği parayı veren genş adam, bunu Nil'de demirlemiş olan gemideki kamarasına götürdü.. Bir kaç saat sonra arkadaşları onun gemiden çıkıp kararlı adımlarla çöle doğru gittiğini gördüler. Sir Berley, o gece geri dönmedi ve bir daha kendisini gören de olmadı. Arkadaşları onun gece geri gelip nehre düştüğünü ve boğulduğunu sandılar. Bu sefer içindeki mumya ile birlikte tabut Richard Hampton'un kamarasına taşındı. Kısa süre sonra kamaradan bir silah sesi geldi. Uşağının yanlışlıkla onu vurduğu anlaşıldı. Fakat yara kangren olunca daha sonra kolun kesilmesi gerekti.Richard Hampton, mumyayı arkadaşlarına bıraktı. Fakat artık kimse bunu istemiyordu. Kahire'ye vardıklarında gruptaki üçüncü adam İngiltere'den gelen bir telgrafın kendisini beklediğini gördü. Ünlü Baring Bankası iflas etmişti. Bütün serveti bu bankada olan adam, kısa süre sonra intihar etti. Geriye kalan son İngiliz de mumyayı bırakarak kaçtı. Ama o da bir süre sonra kan zehirlenmesinden öldü. Bu arada birisi mumyayı İngiltere'ye getirdi. Bunu getiren kimsenin adı ve ne olduğu bilinmemektedir. Mumya, bir kaç kişinin evinde kalıp türlü felaketlere neden olduktan sonra British Museum'a armağan edildi. Ancak bu armağan kısa süre sonra Eski Mısır Bölümünün başında bulunan Doktor Budge ve yardımcılarını da etkilemeye başladı. Doktor Budge, mumyanın Milattan önce 1600 yıllarında Thebes'de yaşayan bir Amen-Ra rahibine ait olduğunu anlamıştı. Bunu salonlardan birine bir köşeye yerleştirdiler. Ama geceleri mumyadan türlü sesler geliyordu. Salona bakan gece görevlisi ayak sesleri duyuyordu. Bazen birinin ensesinin dibinde soluduğunu hissediyordu.Başkaları da tabutun içinde birinin tahtayı yumrukladığını hıçkırdığını duyduklarını söylüyorlardı. Bir gece yine mumya solonunda nöbet tutan Albert Jamison adlı gece bekçisi birden Mısırlı rahibeyle karşılaştı ve ertesi gün de emekliliğini istedi. Durumu duyarak kendisiyle konuşmaya gelen gazetecilere yaşlı adam şunları söyledi: " Müze kapandıktan bir saat kadar sonra mumyalar salonunda dolaşıyordum. Amen-Ra rahibesinin tabutunun kapağını onarmak için çıkarmışlardı. Bir ara gözüm kapaksız tabuta ilişti, Mısırlı rahibenin kalkıp tabutunun içinde oturduğunu gördüm. Sonra o yaratık umulmayacak bir hızla ayağa fırlayıp yanıma geldi. Onun korkunç sarı suratını görünce bayılacak gibi oldum. Bu yüz pis bir sarıydı ve sarımsı yeşilimsi bir ışık çıkararak parlıyordu. O yaratık üstüme atlayınca beni kaldırıp parmaklıktan aşağı atacağını sandım.On beş metre aşağıya düşecektim. Can havliyle onu itmek için döndüm. Fakat ellerim mumyanın içinden geçti. Sonra kendimi yerde buldum. Başımı yere vurmuştum.". Gazetelerde bu yazının çıkması üzerine durumu merak eden bir foto muhabiri, mumyanın resmini çekmek için Doktor Budge'den izin aldı. Olayı merak eden İngilizlerin böyle bir resmi ilgiyle karşılayacaklarını biliyordu. Fakat Mısır rahibesinin fotografını çeken genç adam ertesi gün telaşla geri geldi. Çektiği resmi Doktor Budge'a göstererek,"şuna bakın" diye bağırdı." Bu mumyanın fotografı değil. Bu çok korkunç bir yaratık." Gerçekten resimde mumya değil çok korkunç bir kadının yüzü vardı. Telaşla müzeden ayrılan gazeteci evine dönüp yatak odasına çekilerek kapıyı kitledi ve tabancayla intihar etti. Doktor Budge, bu olaydan sonra mumyayı bodruma taşıttı. Fakat tabutu bodruma indiren kimseler de türlü nedenlerle öldüler. Amen-Ra rahibesinin mumyasına veya tabutuna dokunan on üç kişi öldü..Bu gün British Museum'da bu mumyayı göremezsiniz. Rahibenin mumyası 1912 yılında Amerikalı bir arkelog tarafından satın alındı. Yeni sahibi mumyayla bir gemiye binerek İngiltere'den ayrıldı .Atlantik ortasında bir buz dağına çarparak 1500 kişiyle batan bu talihsiz geminin adı Tinanik'di.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder