5 Temmuz 2013 Cuma

İSTİKLAL MAHKEMELERİ NE DEMEKTİR

TBMM'nin otoritesini kabul ettirmek için aldığı ilk önlemlerden biri, kendi varlığını ortadan kaldırmaya yönelik eylemleri, iç ayaklanmaları ve askerlikten kaçmayı  cezalandırmak üzere 29 Nisan 1920'de Hıyaneti Vataniye Kanununu çıkarmasıydı. Söz konusu suçları işleyenler sivil mahkemelerde ve harp divanlarında yargılanacak , verilen hükümler TBMM'nin onayıyla kesinleşecekti. Bir süre sonra ortaya çıkan aksamalar üzerine, bu suçlarla ilgili davalara bakacak yeni mahkemeler kurma gereği gündeme geldi. Bu doğrultudaki ilk adım 11 Eylül'de kabul edilen Firariler Hakkında Kanun'un öngördüğü İstiklal Mahkemeleriyle atıldı. Kanuna göre TBMM bu mahkemelerin sayısını ve nerelerde kurulacağını İcra Vekilleri Heyetinin önerisiyle belirleyecek, mahkeme heyetlerini kendi üyeleri arasından üçte iki çoğunlukla seçecekti. Mahkemelerin hukuki bir sorumluluk taşımaksızın vicdani kanaatlerine göre verecekleri kararlar kesin hüküm niteliğinde sayılıyor, temyiz veya itiraz yolu bütünüyle kapalı tutuluyordu. Daha sonra 26 Eylül'deki düzenlemeyle mahkemelerin yargı yetkisi, ulusal mücadeleyi tehlikeye düşürebilecek her türlü suçu kapsayarak biçimde genişletildi. Cumhuriyetin ilanından sonra özellikle siyasal davalarda önemli rol oynayan İstiklal Mahkemelerinin kuruluşuyla ilgili kanun hükümleri ancak 4 Mayıs 1949'da, Demokrat Parti milletvekillerinin girişimiyle yürürlükten kaldırıldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder