5 Temmuz 2013 Cuma

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'NDA TÜRKİYE

İkinci Dünya Savaşı yıllarında, Türkiye'nin başlıca kaygısı savaşın dışında kalmaktı. Türkiye, Sovyetler Birliği ve Mihver Devletleri ile ilişkiler azami dikkati göstermek koşuluyla Müttefiklerin yanında yer almayı tercih etti; savaş başladıktan sonra 19 Eylül 1939'da İngiltere ve Fransa ile karşılıklı yardım antlaşması imzaladı.Bu antlaşmayla Türkiye, savaş Akdeniz'e bulaşırsa Müttefiklere yardım etmeyi taahhüt ediyordu. Türkiye antlaşmaya, ittifak hükümlerinin hiçbir surette Türkiye'yi Sovyetler Birliği ile bir çatışmaya sürükleyemeyeceğine ilişkin bir çekince koydu.1940 yazında Alman ordularının Paris önlerine geldiği sırada İtalyanın savaşa girmesi Türkiye'yi zor durumda bıraktı.Müttefikler, Türkiye'den ittifak antlaşmasıyla üstlendiği yükümlülüğü yerine getirmesini talep ettiler. Ancak, Türkiye, bir saldırıya uğramadığı sürece, savaşa katılmamak eğilimindeydi. Çeşitli mazeretler ileri sürerek savaşa girmekten kaçındı. Bu arada 24 Mart 1941'de Sovyetlet Birliği, 18 Haziran 1941'de de Almanya ile birer saldırmazlık paktı imzaladı.1941 Haziran'ında Almanya'nın Sovyetler Birliğine saldırması, Alman-Sovyet işbirliği kuşkusunu ortadan kaldırdı ve Türkiye'yi rahatlattı. Müttefikler ile Mihver Devletleri arasında bir denge politikası izleyen Türkiye'nin bu tutumu iki tarafı da tatmin etmekteydi. Ancak, Müttefikler, sonuca daha çabuk ulaşabilmek için Türkiye, ilk adımı attı. Nisan 1944'te Almanya, Ocak 1945'te de Japonya ile diplomatik ilişkilerini kesti. Türkiye'nin 23 Şubat 1945'te, Almanya ve Japonya'ya savaş ian etmesi, pratikte bir değer taşımadığı gibi savaş sonrası yeniden biçimlenen dünyada bir süre yalnız kalmasını da engelleyemedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder